Av. Cenk Arslan
Yargıtay Kararları Işığında Mal Rejiminde Eşlerin Anne Ve Babalarından Yapılan Devirlerin Hukuki Durumu
Yayımlar
- GİRİŞ
Mal rejimi uygulaması 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 202 ila 281. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yasal mal rejimi ve seçimlik mal rejimi hakkı tanıyan kanun, eşlerin ve eşlerin yakınlarının evlilik birliği içerisinde yaptığı işlemlere çeşitli hukuki sonuçlar bağlamaktadır. İşbu çalışmamızda evlilik birliği içerisinde eşlerin anne ve babalarından kendilerine yapılan devirlerin hukuki durumu incelenecek olup, Yargıtay’ın eski ve yeni uygulamasından çeşitli örnekler sunulacaktır.
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere, eşlerin anne ve babalarından yapılan kazandırmalar Yargıtay tarafından önceleri bağışlama olarak kabul edilmekte iken; sonrasında Yargıtay bu yöndeki içtihatlarını değiştirerek anılan devrin satış olarak kabul edilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Bilindiği üzere eşlere bağışlama olarak yapılan kazanımlar eşin kişisel malı sayıldığından, diğer eşin bu malda herhangi bir hak talep etmesi mümkün değilken; eş lehine yapılan kazanımın bir satış sözleşmesi kapsamında yapıldığı kabul edildiği takdirde evlilik birliğinin edinilmiş malı olarak sayılan işbu mal üzerinde diğer eşin hak talep etmesi mümkün hale gelecektir.
- YARGITAYIN ESKİ UYGULAMASI
Yargıtay eski uygulamasında eşlerin anne ve babalarından yapılan devirleri tapuda satış olarak gösterilse dahi karine olarak bağış kabul etmekteydi. Burada hayatın olağan akışını göz önünde bulunduran Yargıtay; ispat yükünün bu işlemin satış olarak yapıldığını iddia eden tarafta olduğunu belirtmekteydi.
Nitekim; Yargıtay 8. HD, 14.03.2017 T., 2016/2236 E., 2017/3533 K. kararında bu hususa dair aşağıdaki şekilde bir hüküm kurmuştur;
“Yargıtay’ın ve Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre, eşlerden birinin anne veya babalarından gelen mallar söz konusu olduğunda; satış gösterilse dahi bu tasarrufi işlem, hayatın olağan akışına göre, fiili karine olarak bağış kabul edilmektedir. Bu karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını iddia eden eş iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Kabul edilen bu fiili karine, ispat yükümlülüğü altındaki tarafı değiştirmektedir. Anne ya da babadan gelen mala ilişkin tasarrufun bağış değil de gerçek anlamda satış olduğunu iddia eden eş, başta satış bedelinin ödendiğine ilişkin ödeme kayıtları olmak üzere iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlamalıdır……
…. …….Mahkemece, taşınmaz davalının edinilmiş malı olarak kabul edilip davacı lehine alacağa hükmedilmiş ise de gerekçe dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Annesinden oğlu davalıya yapılan bu devrin yukarıda açıklanan ilkelerden anlaşılacağı üzere bağış olarak kabulü gerekir. Bu fiili karinenin aksini ispat yükü davacı taraftadır. Davacı taraf parası ödenerek taşınmazın davalının annesinden satın alındığını ispat edemediğine göre satış işleminin gerçek olmadığının kabulü gerekir.”
Yine Yargıtay 2. HD., 20.09.2021 T., 2021/5506 E., 2021/6245 K. kararında fiili karine açıklamasına yer vererek söz konusu kazanımların hayatın olağan akışı gereği bağış olarak kabul edildiğini belirtmiştir. Anılan karar aşağıdaki gibidir;
“…Yargıtayın ve Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre, eşlerden her birinin kendi anne veya babalarından gelen mallar söz konusu olduğunda; satış gösterilse dahi fiili karine olarak karşılıksız kazandırma (bağışlama) olarak değerlendirilmektedir. Bu tasarrufi işlem, hayatın olağan akışına göre, fiili karine olarak bağış kabul edilmektedir. Bu fiili karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını iddia eden eş iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Kabul edilen bu fiili karine, ispat yükümlülüğü altındaki tarafı değiştirmektedir. Anne yada babadan gelen mala ilişkin tasarrufun bağış değilde gerçek anlamda satış olduğunu iddia eden eş, başta satış bedelinin ödendiğine ilişkin ödeme kayıtları olmak üzere iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlamalıdır…….
…Mahkemece, davacı-karşı davalı erkeğin babasından devraldığı hisse de edinilmiş mal olarak kabul edilip davalı-karşı davacı lehine alacağa hükmedilmiştir. Ne var ki, babadan davacı-karşı davalıya yapılan bu devrin yukarıda açıklanan ilkelerden anlaşılacağı üzere bağış olarak kabulü gerekir. Bu fiili karinenin aksini ispat yükü davalı-karşı davacı taraftadır. Davalı-karşı davacı tarafın parası ödenerek taşınmazın davacı-karşı davalının babasından satın alındığını dosya kapsamından ispatlayamadığı anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece, tasfiyeye konu yukarıda ada/parsel numarası yazılı 11 adet taşınmazın babadan devralınan 1/6’şar hisse yönünden davacı-karşı davalının kişisel malı olduğu ve tasfiyeye dahil edilemeyeceği gözetilip kadının katılma alacağı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur…”
- YARGITAYIN YENİ UYGULAMASI
Yargıtay sonraki tarihli verdiği bir kararda ise eski uygulamasını terk etmiş ve görüş değişikliğine gitmiştir. Yeni tarihli kararında Yargıtay satış yolu ile aileden gelen malın kanuni karine gereği edinilmiş mal olduğunu belirtmiş ve bu sefer ispat yükünü kanuni karine olarak kabul edilen satış işleminin aksini iddia eden tarafta tutmuştur.
Bu doğrultuda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 13.06.2022 T., 2022/3443 E., 2022/5629 K. kararında aşağıdaki açıklamalara yer vermiştir;
‘’…….taşınmazın 1/6 hissesi davalı-davacı erkeğin annesi Emine Ç. adına kayıtlı iken 17.08.2005 tarihinde satış yoluyla davalı-davacı Mustafa Ali adına tescil edildiği anlaşılmakla, tasfiyeye konu taşınmazlar edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı-davacı erkek adına satın alındığından, kanuni karine gereğince edinilmiş mal olup aksinin ispat külfeti davalı-davacı erkektedir (TMK mad. 6, HMK mad. 190). O halde, mahkemece, taşınmazların kişisel mal olduğuna yönelik ispat külfeti davalı-davacı erkekte olmasına rağmen, hatalı değerlendirme ile ispat külfetinin davacı-davalı kadında olduğunun kabul edilerek karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir…”
Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 14.06.2022 T., 2021/8440 E., 2022/5830 K. kararında ise eski uygulamasına atıfta bulunarak anne ve babadan yapılan kazandırmanın bağışlama olarak kabul edilmesine katılmadığını açıkça belirtmiştir. Anılan karar aşağıdaki gibidir;
“…Somut olayda, davaya konu 6615 parselde yer alan 6 numaralı dairenin davalı erkeğin babası adına iken, evlilik birliği içinde 13.02.2001 tarihinde davalı erkek adına satış yoluyla tescil edildiği, mahkemece babadan devredilen taşınmazın fiili karine olarak hayatın olağan akışına göre, eşlerden birinin anne veya babası tarafından yapılan bu gibi devirlerin bağışlama olarak değerlendirildiği, aksinin ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek, davacının satış olgusunu ispatlayamaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karara katılma imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu malın, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilerek davalı erkek adına tescil edildiği, davacının çalışarak elde ettiği gelirle dava konusu taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia ettiği anlaşıldığına göre, taraf delilleri bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken fiili karine olgusundan hareketle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…”
- İSPAT SORUNU
Görüldüğü üzere Yargıtay yeni tarihli kararlarında söz konusu kazanımları satış olarak değerlendirmiş ve mal rejimine tabi tutmuştur.
Mevcut durumda ise çeşitli ispat sorunları gündeme gelecektir. Nitekim aile arasında yapılan bağışlamalar genel olarak daha az vergi ödemek amacıyla tapuda satış olarak gösterilmektedir. Öte yandan anılan karinenin aksinin ne şekilde ispatlanacağı da netlik içermemektedir. Nitekim herhangi bir uyuşmazlık yaşandığında tarafların banka hesapları, sosyal ve ekonomik durum incelemesi ve tanık delili ile karinenin aksini ispat etmenin mümkün olup olmadığı net bir durum taşımamaktadır. Hal böyle olunca Yargıtay’ın yeni uygulamasının kendi içinde çelişkiler yarattığı açıkça anlaşılmaktadır.
- SONUÇ
İşbu yazımızda anne ve babalarından eşlere yapılan kazanımların hukuki durumu incelenmiş, Yargıtay’ın anılan kazanımları bağışlama olarak kabul etmesine rağmen görüş değişikliğine gidip satış olarak kabul ettiği açıklanmış ve örnek kararlar sunulmuştur. Bununla birlikte Yargıtay’ın yeni uygulamasındaki ispat sorunları açıklanmış ve irdelenmiştir. Her ne kadar mevcut durumda Yargıtay tarafından kabul edilen görüş kendi içinde çelişkiler taşısa da şu aşamada eşlerin anne ve babasından yapılan kazanımların satış olarak kabul edildiği, aksini iddia eden tarafın bu iddiasını ispatla mükellef olduğu söylenilebilir.
Yayımlar
- Özel Hastaneler Tarafından Fazladan AlınanÜcretlerinin İadesi
- Savurganlık, Alkol Veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim Nedeniyle Vesayet
- Şirket Ortakları İçin Altın Değerinde Olan Şey: “BİLGİ”
- Limited Şirkette Haklı Sebeple Ortaklıktan Çıkma
- Yargıtay Kararları Işığında Mal Rejiminde Eşlerin Anne Ve Babalarından Yapılan Devirlerin Hukuki Durumu
- Apartman Görevlilerinin (KONUT KAPICILARI) İş İlişkisi
- İşverenin Eşit Davranma Yükümlülüğü
- Ulusal (İç) Tahkim
- Trafik Kazalarından Kaynaklanan Tazminat Davaları
- Konut Ve Çatılı İşyeri Kira Sözleşmelerinin Uzaması Halinde Belirli Süreli Olarak Devam Etmesi
Bize Danışın
Bize Danışın
Yayımlar
- Özel Hastaneler Tarafından Fazladan AlınanÜcretlerinin İadesi
- Savurganlık, Alkol Veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim Nedeniyle Vesayet
- Şirket Ortakları İçin Altın Değerinde Olan Şey: “BİLGİ”
- Limited Şirkette Haklı Sebeple Ortaklıktan Çıkma
- Yargıtay Kararları Işığında Mal Rejiminde Eşlerin Anne Ve Babalarından Yapılan Devirlerin Hukuki Durumu
- Apartman Görevlilerinin (KONUT KAPICILARI) İş İlişkisi
- İşverenin Eşit Davranma Yükümlülüğü
- Ulusal (İç) Tahkim
- Trafik Kazalarından Kaynaklanan Tazminat Davaları
- Konut Ve Çatılı İşyeri Kira Sözleşmelerinin Uzaması Halinde Belirli Süreli Olarak Devam Etmesi