Bütün hukuki alanlarda, uzmanlık ve deneyimi bir araya getiren bağımsız bir avukatlık bürosuyuz. Özel kişilerden, orta ve büyük ölçekli şirketlere, devlet kuruluşlarından, uluslararası holdinglere kadar herkesin hukuki ihtiyaçlarına yönelik hizmet vermekteyiz.

Bizimle İletişime Geçin

Esentepe Mh. Kasap Sk. No: 12 Kat: 4-5 Şişli/İSTANBUL

Pazartesi-Cuma (09:00 - 18:00)

Bizi Takip Edin

Çalıştığımız tüm alanlar hakkında detaylı bilgi için:

Limited Şirketlerde Ortakların Ek Ödeme Yükümlülüğü

Yayımlar

I.GİRİŞ

Bilindiği üzere, limited ortaklık bir sermaye ortaklığı olup; ortakların asli edim yükümlülüğü, sermaye koyma borcudur. Bu hususta, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve eski Türk Ticaret Kanunu (eTTK) bazı noktalar açısından farklılık göstermektedir. Bunlardan biri ise “ek ödeme yükümlülüğünün” açıkça kanuna alınmış olmasıdır.

6102 sayılı Kanunu’nun 603 ve devamı maddeleri uyarınca, limited şirketler bakımından, limited ortaklık sözleşmesinde öngörülme şartı ve TTK’da yer alan birtakım şartların gerçekleşmesi halinde tüm ortaklara veya bazı ortaklara, sadece limited ortaklığa karşı nakdi ödeme borcu yüklemektedir. Ek ödeme, limited ortaklıkla ortakların asıl borcu olan esas sermaye borcu dışında getirilen bir yükümlülük olmakla birlikte esas sermaye payına bağlı olarak ve ancak ortaklık sözleşmesi ile öngörülebilmektedir. (TTK m.603/1, m.577/1-c). Bu düzenlemenin amacı, finansal açıdan kötü duruma düşen, bilanço açığı bulunan ortaklığa, yükümlülük getirilen ortakların yapacakları ek ödemelerle destek olmalarını sağlamaktır.

II.EK ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ŞARTLARI

A.Şirket Sözleşmesinde Yer Alma Zorunluluğu

TTK m. 603/1 ve 577/1-c‘de açıkça belirtildiği üzere, ek ödeme yükümlülükleri yalnızca şirket sözleşmesiyle getirilebilir. Buna yönelik düzenleme emredicidir. Diğer bir deyişle, sadece genel kurul ve/veya müdür(ler) kararıyla ortaklara ek ödeme yükümlülüğü getirilemez. Bu şekilde alınan genel kurul ve müdür(ler) kararları batıldır.

Ek ödeme yükümlülüğü, kuruluşta şirket sözleşmesinde öngörülebileceği gibi, sonradan şirket sözleşmesinin değiştirilmesi yoluyla da getirilebilir. Bu tür sözleşme değişiklikleri halinde TTK m.589/2’de belirtildiği gibi tescil ve ilanın yapılması gerekir. Ayrıca TTK m.589/1’de yer alan, esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla şirket sözleşmesinin değiştirilmesi kuralının istisnası mahiyetinde, ek ödeme yükümlülüğü için kanun koyucu ayrı bir hüküm getirmiştir.

B.Ek Ödeme Yükümlülüğü Miktarı

Ek ödeme yükümlülüğü, limited ortaklık sözleşmesinde ilgili ortağın esas sermaye payı esas alınarak düzenlenebilmekte ve sadece ortaklığa karşı, nakit ödeme için geçerlidir. Söz konusu yükümlülük esas sermaye payının iki katını aşamaz ve yükümlüler arasında müteselsil sorumluluk yoktur.

Limited ortaklık sözleşmesi ile getirilen ek ödeme yükümlülüğü, 6102 sayılı Kanun’da öngörülen koşulların gerçekleşmesi durumunda müdür ve/veya müdür(ler) kurulu tarafından talep edilebilmektedir. Bu durum limited ortaklık sözleşmesinde öngörülen belirli bir miktar (örneğin 20.000.-TL) veya esas sermaye payı ile bağlantılı bir oran (örneğin esas sermaye payının yüzde yirmisi) şeklinde düzenlenebilir. Ancak bu tutar esas sermaye payının itibari değerinin iki katından fazla olamaz.

Bununla birlikte belirtmekte fayda bulunmaktadır ki, bu konuda bir üst sınır öngörülmesi nedeniyle, ek ödeme yükümlülüğün yabancı para cinsinden belirlenmesi olanağı da bulunmamaktadır. Zira, döviz kurunda meydana gelebilecek olan dalgalanmalar bu üst sınırın aşılmasına sebep olabilir.

Ek ödeme yükümlülüğünün miktarı açısından bu tür bir sınırlama getirilmesi sorumluluğun niteliğine uygun olduğu gibi, aynı zamanda kuruluşta ne tür bir sorumluluğun altına girdiğinin farkında olmayan ortaklar açısından da koruyucu bir işlev görmektedir.

C.Ek Ödeme Yükümlülüğünün Talep Edilebileceği Haller

Ek ödeme yükümlülüğünün talep edilebileceği haller Kanun’da 3 bent halinde sayılmıştır. Fakat belirtmek gerekir ki; mali açıdan bir zorunluluk olmadığı sürece, ortaklık sözleşmesinde hüküm olsa dahi, ortaklardan ek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi istenemez. Mali açıdan bir zorunluluk olup olmadığı hususunda ise ortaklığın yıllık veya ara bilanço verileri esas alınabilir.

TTK m.603/1’e göre;

1.    Şirket esas sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının şirketin zararını karşılayamaması,

2.    Şirketin bu ek araçlar olmaksızın işlerine gereği gibi devamının mümkün olmaması,

3.    Şirket sözleşmesinde tanımlanan ve öz kaynak ihtiyacı doğuran diğer bir halin gerçekleşmiş bulunması

Halinde ancak müdürler tarafından ek ödeme yükümlülüğü talebinde bulunulabilir.

1.Şirket Esas Sermayesi ile Kanuni Yedek Akçeler Toplamının Şirketin Zararını Karşılayamaması

Ek ödeme yükümlülüğünün talep edilebileceği hallerden birincisi TTK 603/1-a hükmünde de ifade edildiği gibi, ortaklığın esas sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının ortaklığın zararlarını karşılayamamasıdır. Bu durumda, tüm sermayenin yitirilmiş olmasının yanında, ayrıca zarar bunu da aşmış ve kanuni yedek akçelerle kapatılamayacak hale gelmiştir. Bu koşulun amacı, sermaye kaybına bağlı olarak ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesiyle, ortaklığın esas sermaye temelinde finansal açıdan iyileştirilmesidir. Şirket açısından gerçekten bir sermaye kaybı olup olmadığı hususu, mevcut kanuni düzenlemelere uygun olarak hazırlanıp, şirket genel kurulunda görüşülen ve kabul edilen yıllık veya ara bilanço ile ortaya çıkabilir. Aksi takdirde, örneğin  ortaklığın ticari defterlerinden anlaşılan zarar gerekçe gösterilmek suretiyle ek ödeme talep edilemez.

2.Şirketin Bu Ek Araçlar Olmaksızın İşlerine Gereği Gibi Devamının Mümkün Olmaması

Ek ödeme yükümlülüğü olmaksızın şirketin işlerine gereği gibi devamının mümkün olmaması, soyut bir ifade olarak kalmıştır. Bunun somutlaştırılması gerekir. Zira şirket yöneticilerinin, her finansal ihtiyaç durumunda, ortaklardan ek ödeme talep edebileceği şeklinde anlaşılmamalıdır. Yöneticiler, ancak ek ödeme yükümlülüğünün ifasını, şirketin ayakta kalması ve bu anlamda ticari faaliyetinin devamı açısından zorunluluk arz etmesi ve başka makul bir imkânın olmaması durumunda talep edebilirler. Bu sebeple, ek ödeme yükümlülüğü istemi, diğer finansal imkanlar veya mali durumun düzeltilmesine yönelik önlemler açısından tali, geçici bir olanak olarak değerlendirilmelidir.

Bu durumda, TTK m. 603/1-a ile 603/1-b arasındaki ayrıma da değinmek gerekir. TTK m. 603/1-a hükmündeki temel amaç, sermaye kaybına uğrayan limited şirkete iyileştirme tedbiri olarak ek ödeme yükümünün işlevini gerçekleştirmektir. Oysa TTK m. 603/1-b hükmünün temel amacı, şirketin finansal planlamasında ek ödeme yükümlülüğünün de unsur olarak yer almasıdır. İşletmelerin finansal zorluklarında kısa süreli planlamalar önemlidir. Zira bir işletmede uygun görünen kısa süreli finansal planlama yapılmazsa, işletmenin aldığı kredileri ödeme kabiliyetinin düşük olduğu anlaşılır. Bu durum da ek finansal araçların bulunmasını önemli ölçüde engeller. TTK m. 603/1-b hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldıran mühim bir araçtır.

3.Şirket Sözleşmesinde Tanımlanan Ve Özkaynak İhtiyacı Doğuran Diğer Bir Halin Gerçekleşmiş Bulunması

TTK 603/1-c hükmünde bu durum, ortaklık sözleşmesinde tanımlanan ve özkaynak ihtiyacı doğuran diğer bir halin gerçekleşmiş bulunması olarak belirtilmiştir. Bu hüküm ile kanun koyucu, limited şirketlere ek ödeme yükümlülüklerinin istem sebepleriyle ilgili oldukça geniş bir düzenleme yapma alanı sağlamakta ve ek ödeme yükümlülüklerinin özkaynak tedarik etmenin bir aracı olarak görmektedir. Fakat yine de müdürlerin sermaye ihtiyacını sadece ek ödeme ile karşılamalarını engellemek için bazı şartlar getirilmiştir.

Öncelikle bu hale dayanarak ek ödeme talep edilebilmesi için, limited şirket sözleşmesinde açık ve anlaşılır bir şekilde yer alması ve talep sebeplerinin de tam olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Örneğin, “taşıma aracının satın alınması amacıyla” şeklinde belirleme yapılamaz. Bilakis açık ve anlaşılır olarak, somut bir şekilde, örneğin “çalışanların ulaşımında ve işletme işlerinin yürütülmesinde kullanılmak üzere taşıma aracının satın alınması amacıyla” şeklinde belirtilmelidir.

III.EK ÖDEME TALEBİ USULÜ

Kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesi durumunda, ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesini müdürler talep edecektir ancak ortaklığın tasfiye aşamasına girmesi durumunda tasfiye memurları, iflas halinde ise iflas masası ek ödemelerin yerine getirilmesini talep edebilir. Benzer şekilde, limited ortaklığa herhangi bir sebeple kayyım atanmış ve kayyımın görev süresi içinde ek ödeme yükümlülüğünün talebi için gereken koşullar ortaya çıkmışsa, mahkemenin atama kararının buna müsait olması koşuluyla, kayyım da ek ödemelerin yerine getirilmesini talep edebilir.

Müdürler, ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesini talep ederken, ilgili ortaklara uygun bir süre vermeleri gerekir. Talebin yazılı şekilde yapılması hukuki güvenlik ve açıklık ilkeleri gereği uygun olacaktır. Aynı şekilde bu talebin ortaklık sözleşmesinde ek ödeme yükümlülüğünün öngörüldüğü halleri, yükümlü ortağa düşen ek ödemenin tutarını, ek ödemenin yerine getirilmemesi durumunda ortaklık sözleşmesinde kararlaştırılmış olan yaptırımlar gibi hususları da içermesi yerinde olacaktır. Müdürler TTK m.627 hükmü uyarınca eşit işlem ilkesine uygun davranarak ilgili ortaklardan ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesini talep edeceklerdir.

Ek ödemeler sadece yükümlü olan ortaklardan istenir. Yükümlü olan ortağın ortaklıktan ayrılması ile yükümlülük, payı devralan kişiye geçer. Ancak, ortağın ayrılmasının tescil edildiği tarihten itibaren iki yıl içinde limited ortaklık iflas etmişse, halef de bu yükümlülüğü yerine getirmemişse bakiye için ayrılan ortağa da başvurulabilir.

TBK m.147/4’e göre, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Buna göre ek ödeme yükümlülüğü de ortaklık sözleşmesinde öngörülebilen ve ortaklık ile ortak arasındaki bir alacak olması sebebiyle müdür tarafından talebinin ardından 5 yıl içinde tahsil için dava ya da takip konusu yapılmalıdır.

IV.EK ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YERİNE GETİRİLMEMESİNİN HÜKÜM VE SONUÇLARI

1.Yükümlü Ortağa Karşı İfa Davası Açılması

6102 sayılı TTK’da ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak yaptırımlar hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte TTK m.577/1’de şirket sözleşmesinde bulunması şartıyla bağlayıcı olan hükümler arasında ek ödeme yükümlülüğü sayılmıştır. TTK 577/1-f bendine göre de, kanunda ya da şirket sözleşmesinde öngörülmüş bulunan yükümlülüklerin hiç ya da zamanında yerine getirilmemeleri halinde uygulanabilecek sözleşme cezası hükümleri de bu kapsamda sayılmıştır. Bu anlamda ortaksal yükümlülüklere bağlı olarak sözleşme cezaları öngörülmesi mümkündür. Bu yükümlülüğün hiç ya da zamanında yerine getirilmemesi durumunda, ortaklık sözleşmesi ile bazı yaptırımların öngörülmesi mümkündür. Ortaklık müdürleri yükümlü ortağa karşı ilamsız takipte bulunabilecekleri gibi, bu hususta ifa davası da açabilirler. Aynı şekilde şirket sözleşmesinde cezai şart da öngörülebilir. Temerrüde düşen ortak temerrüt faizi de ödeyecektir.

2.Haklı Nedenle Ortaklıktan Çıkarma

Ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, ilgili ortak açısından bir haklı sebeple çıkarılma nedeni de olabilir. Ortaklıktan çıkarılma mevcut bir kanun hükmünden doğabileceği gibi, ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelerden de kaynaklanabilir. Tarafların ortaklık sözleşmesinde çıkarılmaya ilişkin hükümlere yer vermeleri mümkündür.

TTK m.640 hükmünde de iki tür çıkarma nedenine yer verilmiştir. Bunlardan birincisi ortaklık sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkarılabileceğine dair sebeplerin öngörülmesidir. Şirket sözleşmesinde bir ortağın genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. İkinci neden ise ortaklığın istemi üzerine, ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak ortaklıktan çıkarılmasıdır. Bir ortağın kendisine düşen ortaksal yükümlülükleri ve bu anlamda örneğin ek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi de burada haklı sebeplere örnek olarak gösterilebilir.

3.Diğer Ortaklar Açısından Haklı Nedenle Çıkma

Haklı sebepler öyle sebeplerdir ki, artık ortağın ortaklıkta kalması kendisinden beklenemez. Başka bir ifadeyle haklı sebep kavramı, ortaklık ilişkisinin devamının objektif olarak imkansız kılan veya bu ilişkiyi çekilmez hale getiren durumları ifade etmek için kullanılmaktadır. Ortaklığın ticari faaliyetlerinin devamlılığı açısından önemli bir araç olan ek ödeme yükümlülüğünün aynı zamanda ortaklığın özellikle kredibilitesinin artışında önemli bir işlev gördüğü durumlarda, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi veya ortadan kaldırılması, diğer bir ortak açısından ortaklık ilişkisinden ayrılmak için haklı bir neden olarak da değerlendirilebilir.

4.Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi

Ek ödemeler aynı zamanda ortaklığın ticari kredibilitesini de yükselten önemli bir finansal olanak olduğundan, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, ortaklık açısından haklı nedenle fesih sebebi de sayılabilir. Aynı şekilde, ek ödemenin ortağın esas sermaye payına bağlı olarak belirlenmesi nedeniyle, özellikle de ek ödeme yükümlülüğü önemli olan bir ortağın ortaklıktan çıkması veya çıkarılması kalan ortaklar açısından haklı sebeple ortaklığı sona erdirme nedeni de olabilir.

V.SONUÇ

Ek ödeme yükümlülüğü esas sermaye payına bağlı olarak öngörülebilir. Bu yükümlülük, ortaklığa ancak nakdi ödemede bulunmak suretiyle yerine getirilir. Ancak hangi esas sermaye payı veya payları için ek ödeme yükümlülüğü öngörüldüğünün, ortaklık sözleşmesinde rahatlıkla anlaşılabilecek şekilde, açık ve net düzenlenmesi gerekir. Ek ödeme yükümlülüğünün miktarı ortağın esas sermaye payının itibari değerinin iki katını aşamaz.

TTK’da ek ödeme yükümlülüğünün öngörülebileceği haller açıkça belirtilmiştir. Bunlardan birincisi ortaklığın esas sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının ortaklığın zararını karşılayamamasıdır. Bu ihtimalde talep edilen ek ödeme ile ortaklığın sermaye kaybının giderilmesi ve yasal rezervlerinin de bu şekilde korunması öngörülmektedir. Ek ödeme yükümlülüğünün talep edilebileceği bir diğer durum ise ortaklığın içine düştüğü likidite veya nakit sorununun aşılabilmesi amacıdır. Talep edilen ek araçlar olmaksızın ortaklığın işlerine gereği gibi devamının mümkün olmaması durumunda, ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi istenebilir. Kanuna göre ek ödeme yükümlülüğünün talep edilebileceği üçüncü bir durum ise ortaklık sözleşmesinde açık ve ayrıntılı bir şekilde belirtilen özkaynak ihtiyacını doğuran diğer halin ortaya çıkmasıdır.

 

Ek ödeme yükümlülüğü hiç veya tam olarak yerine getirilmezse, müdürler bu durum karşısında ilamsız takipte bulunabilecekleri gibi, ilgili ortaklara karşı ifa davası da açabilirler. Ortaklık sözleşmesinde ek ödeme yükümlülüğünün ifa edilmemesi halinde cezai şart öngörülebilir. Ayrıca ek ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen ortağın, temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ödemesi de mümkündür. Öte yandan, ortaklık sözleşmesi ile ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, yükümlü ortak açısından bir haklı nedenle ortaklıktan çıkarılma hali sayılabilir. Aynı şekilde yerine getirilmeyen ek ödemenin ortaklığın kredibilitesi açısından çok önemli olduğu durumlarda, bu davranış diğer ortak veya ortaklar açısından, somut duruma göre, bir haklı nedenle ortaklıktan çıkma hali olarak da değerlendirilebilir.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn

Yayımlar

Bize Danışın

Covid-19

Hukuki Uyuşmazlıklar ve Davalar

Hukuki uyuşmazlıklarda arabuluculuk yapıyor, müvekkillerimizi mahkeme nezdinde temsil ediyoruz.

Gayrimenkul

Gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren müvekkillerimizin yaşadığı sorunlara yönelik hukuki hizmet…

Birleşmeler ve Devralmalar

Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren müvekkillerimize birleşme ve devralma süreçlerinde hukuki…

Fikri Haklar

Marka, telif hakları, alan adı uyuşmazlıkları, haksız rekabet gibi tüm…

İş Hukuku

İş hukuku sorunları ile mücadele konusunda müvekkillerimize hukuki danışmanlık hizmeti…

Alacak Tahsili ve Yapılandırma

İcra ve iflas takiplerinde, alacaklı ya da borçlu sıfatıyla taraf…

Sigorta Hukuku

Müvekkillerimiz ile sigorta şirketleri arasındaki ilişkilere yönelik danışmanlık hizmeti veriyoruz.

Şirketler Hukuku

Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren müvekkillerimize, şirketler hukukuna ilişkin danışmanlık hizmeti…

Kişisel Verilerin Korunması

Kişisel Verilerin Korunması Mevzuatı kapsamına dair müvekkillerimize hizmet sağlıyoruz.

Taşımacılık ve Lojistik

Deniz, hava, kara yolu taşımacılığı ve lojistik alanlarında hukuki danışmanlık…

Tüketici Hukuku

Ayıplı mal, ayıplı hizmet, satıştan kaçınma gibi tüketici mağduriyetlerinde hukuki…

Aile ve Miras Hukuku

Boşanma, nafaka, velayet mal rejimi sözleşmeleri, evlat edinme gibi alanlarda…
×

Merhaba!

Canlı desteğe hoş geldiniz!
Aşağıdaki bölümden canlı yardıma ulaşabilir ya da mail üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

× Bize Danışın